.
 
  TANITIM
  TURiZM
  FORM DiLEKCELER
  HiZMET (SU)
  ULASIM
  ADRES KAYIT ve NUFUS HiZMETLERi
  SAGLIK
  AILE HEKIMLIGI
  G U N C E L HABER «
  BOLGESEL-TANITIM
  iletisim
Balıkesir İli Edremit İlçesi Avcılar Köyü için Amatörce tanıtım amaçlı hazırlanmış sitesidir.
BOLGESEL-TANITIM

Balıkesir 14.299 KM2 yüzölçümü ile Türkiye’nin 12. Büyük ilidir.  

Balıkesir 1.152.323 kişilik nüfusu ile Türkiye’nin 17. Büyük ilidir. 

Balıkesir 892 köyü ile Türkiye’nin en çok köye sahip 6. ilidir.

Balıkesir Ege ve Marmara Denizlerine yaklaşık 290 KM kıyısı bulunan bir ildir.

Balıkesir sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından Türkiye’nin 15. İlidir.

Balıkesir tarımın, sanayinin, turizmin, madenciliğin, enerjinin ülke genelinde ve bölgede ağırlığını hissettirdiği bir ildir.

Balıkesir merkezi çok güçlü, ilçeleri ve kırsalı zayıf bir il olmayıp, nüfusun ve ekonomik yapının dengeli dağıldığı, 18 ilçesi olan bir ildir.

Balıkesir karayolu, denizyolu, demiryolu ve havayolu ulaşımının yapılabildiği bir ildir.




Bu tanıtım içeriği www.korfezdeses.com sitesinden alınmıştır.
Tüm hakları www.korfezdeses.com sitesi sahibine aittir.

EDREMİT 

 

İlçe, Ege Bölgesi'nin kuzeyinde-Çanakkale-İzmir karayolunun üstünde Edremit Körfezi' nden 8 km. içerinde kurulmuştur. İzmir'e 200 km. ve Çanakkale'ye 135 km. uzaklıktadır.Ticaret merkezi olup zeytin ve zeytinyağı başta olmak üzere birçok ürün bulunmaktadır. 

Eski Edremit ;Adramut,Adramyttion,Landramytti,Edremittin gibi çeşitli adlarla anılmıştır.Kent Lidya Kralı Krezüs'ün eline geçtiğinde kardeşi Adremis tarafından yeniden yaptırılıp süslenir ve onun adını alır.Eski Edremit kenti, M.Ö.548'de Perslerin, 422'de Delolusların, 334'de İskender'in,132'de Romalıların eline geçer.Burada yapılan tersanelerde büyük gemiler yapılır.M.S. 600 yılında Adli teşkilatın merkezi olur.1076'da Selçuk Sultanı Süleyman Şah'ın hücumuna uğrar,halk çevreye dağılır.1099'da Edremit ve civarı Bizans İmparatoru Aleksi Kommen'in eline geçer.Edremit'in Türklerin eline geçmesi üç ayrı koldan Gerçekleştirilen mücadeleler sonucu olur.Sonuçta Türk akıncılarının komutanı Yusuf Sinan şehrin anahtarını alır ve bir hamam ile cami yaptırır.(Kurşunlu Camii)Osmanlı döneminde ise Edremit ve Akçay'daki tersanelerde, Kazdağları'ndan elde edilen kerestelerle gemiler yapılır.Midilli Adası'nın alınmasında Edremit Körfezi kıyılarında bir çok kahraman denizciler yetişmiştir. 9 Eylül 1922 tarihinde Edremit tam bağımsızlığına kavuşmuştur.

COĞRAFİ DURUMU: İlçemizin yüzölçümü 708km2'dir. İlçe Merkezi deniz seviyesinden 16m. Yükseklikte olup, ilçe sınırları içinde en yüksek dağ olan Kazdağı'nın Sarıkız Tepesi 1.767 m. yüksekliktedir. Edremit Körfezi ile efsaneler dağı olan Kazdağı etekleri arasında oldukça geniş sayılabilecek verimli ve bereketli, sulanabilir Edremit Ovası vardır.

İKLİM: İlçenin iklimi Akdeniz iklimi karakterindedir. Kışlar genellikle ılık ve yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer. Deniz seviyesinden 500 m.'ye kadar genel olarak zeytin ağaçları, bundan sonra çam ağaçları ile kaplıdır. İlçemizin deniz kıyısı uzunluğu 35 km.'dir.

NÜFUS: Edremit Merkez nüfusu 39.202, Akçay 9.039, Altınoluk Beldesi 11.028, Güre Beldesi 3.944, Kadıköy Beldesi 4.404, Zeytinli Beldesi 10.893, Köylerin toplam nüfusu 14.841'dir.

İDARİ DURUMU: İlçemiz Merkez, Altınoluk, Güre, Zeytinlive Kadıköy, Akçay Kasabaları ile 20 Köyden oluşmaktadır.

KÜLTÜR: İlçemiz hudutları içindeki kalıntılar arasında; Altınoluk Kasabası çevresinde Şahin Kale Ören ve mahzenleri ve Antandros Kenti, Manastır Çayı dolaylarında bir sağlık merkezinin kalıntıları, Ortaoba köyü yakınlarında Paşasultan Zaviyesi(Diana Mabedi), eski Tekke dolaylarında taban mozaiki bir aslan kalıntıları mevcuttur. Osmanlı Dönemi zamanında, (XV). YY.'da Edremit'in tanınmış ulemalarından Yusuf Bin Habib için kesme taştan tek kubbeli olarak yaptırılan Kurşunlu Camii mevcuttur.

 

TARIM: İlçemizin ekonomisi çok eski yıllardan beri zeytin tarımına dayanmaktadır. Bunun yanında Seracılık, Sebze ve Hububat, Meyva tarımı da yapılmaktadır. İlçemizin en önemli gelir kaynağını teşkil eden zeytinciliğin geliştirilmesi için İlçemiz Zeytincilik Üretme İstasyonu Müdürlüğünce standart ölçülerde zeytin fidanı üretilip çiftçilere satışı yapılmaktadır. Kültür arazilerinde üzüm, meyva, sebze, tarla ürünlerinden hububat ve baklagiller, sanayi bitkilerinden pamuk ve şeker pancarı, turunçgillerden mandalina üretimi yapılmaktadır. Akçay ve Altınoluk 'da balıkçılık önemli yer tutar.

 

TURİZM: İlçemiz 31 km.'lik sahil şeridi, kaplıcalar, dağ ve av turizmine müsait Kazdağı Milli Parkı ile yurdumuzun nadide turistik yörelerinden biridir.

1671 hektarlık araziye yayılan ilçemizde; Kızılkeçili Çayı,Zeytinli Çayı,Edremit Çayı bulunmaktadır. Deniz seviyesinden 300 m. sonra kızılçam ve sarıçam ormanları başlar. Beypınarı bölgesinde dünyada çok nadir görülen Kazdağı Göknarları mevcuttur.

İlçe ekonomisinde Kazdağları Milli Parkı, Altınoluk ve Akçay önemli bir turizm potansiyeline sahiptir.

Edremit'ten yaklaşık 7 km. uzaklıkta İzmir karayolu kenarında Körfez Havaalanı'ndan İstanbul'a yaz aylarında uçakla ulaşım sağlanmaktadır.

 

 

ALTINOLUK

 

Altınoluk orta halli aileler için tercih edilen yazlık tatil yerlerinin başında gelir. Büyük çarşısı, cafe-bar ve çay bahçeleri akşam yemek sonrası şenlenirken "piyasa vakti" gecenin geç saatlerine kadar devam edir. Piyasa gezintisi Altınoluk Meydanındaki dondurmacılardan, sahil boyu ve mendirek sonuna dek sürüyor. Plajlar ise hem ücretsiz hem de güzel. Sezon sonu Eylül ayında uyuyan deniz, dipte gazete okuyacak kadar berraklaşıyor.

 

Denizi, sahili yanında İda (Kaz) Dağı’na doğru yayılan güzel köyleri ve asıl da bol oksijenli havası ile ünlüdür Altınoluk. Yöre insanlarının "oksijen cenneti" diye adlandırdıkları Çam Mahallesi (Altınoluk’tan 2 km

yukarıda) büyük kentlerden kaçan, özellikle solunum rahatsızlığı çeken insanların en çok tercih ettikleri yerler arasında ön sıradadır.

 

Düzlükteki yerleşimden İda Dağı’na doğru yükseldikçe eteklerde zeytin, daha sonra çam ağaçları bu efsanevi dağın yamaçlarını sarıyor. Kazdağlarında gecelemeli yürüyüş için iki güzergah var. Daha kısa olanı 17 km. ve altı saat kadar sürüyor. Daha az eğimli traktör yolundan çıkış 10 km. daha fazla ve 8 saat sürüyor.
Konaklamalı yürüyüş için malzeme gerekiyor. Yürüyüşte Sarıkız ve babasının türbeleri, Kaz Avlusu antik duvar kalıntıları ve çeşmeler görülüyor.

 

 

 

 

AKÇAY

Edremit'tan çıkıpta Altınoluğa doğru yola çıktığınızda karşınıza AKÇAY çıkacak.
Akçay, Edremit-Altınoluk karayolu üzerinde yol ile deniz arasında yer almaktadır. Su kaynakları ile ünlü bölgenin yer altı suları oldukça soğuktur. Temiz denizi ve uygun konaklama koşulları ile Akçay, yerli turizmde en çok tercih edilen bölgeler arasında yer almaktadır. Yazlıkçıların yazlık mekanı AKÇAY, hızla büyüme göstermiştir. Yerleşik nüfus ile yazlık nüfus arasında 10 kat gibi önemli bir fark oluşmaktadır.

Edremit merkeze 10 km
olan AKÇAY, temiz denizi ve uzun sahil şeridi ile gözde tatil merkezlerden biridir.

 

GÜRE

° Güzellik tanrıçası Afrodit’in, Eskiden “Afrodit Hamamı” olarak bilinen bu kaplıcada yıkanarak bu güzelliğine kavuştuğu söylenir. Balıkesir’in Edremit ilçesine 12 Km. uzaklıkta, Altınoluk'a 3 km uzaklıktadır.  Bu kaplıcalar, doğal açıdan oldukça güzel bir alana kurulduğu için aynı zamanda turistik nitelik taşır. Güre kaplıcasının 65 derece olan suları, kadın hastalıkları romatizmalar, cilt, sedef, böbrek taşı ve kumları ile karaciğer hastalıklarına iyi gelir.

ŞİFA KAYNAĞI GÜRE KAPLICALARI

 Son yıllarda büyük ilgi gören ve adeta Güre'nin simgesi haline gelen Güre Kaplıcaları ve termal tesisleri yöredeki şifalı su kaynaklarının en ünlüsüdür. Güre Kaplıcası'nın bugün kullanılmayan eski bölümündeki mimari süsler, sütunlar ve kabartmalar, sıcaklık ve ılıklık gibi eskiden de varolan bölümlerin izleri ilgi çekicidir. Kaplıca ve şifalı su kaynaklarına Romalıların çok değer verdiği bilinmektedir. Mermer kabartmalara bakıldığında, kaplıcanın antik çağlardan beri kullanıldığı anlaşılmaktadır. Civardaki Astyra antik kentine ait sıcak su kaynağı olarak tanınan ve ünlü antik çağ tarihçisi Amasyalı Strabon'un da bahsettiği Güre Kaplıcası'nın bulunduğu yerde çamur banyosu için yerlerde vardı. Termal kaynağımız yakın bir gelecekte antik Roma Çağı hamamının da onarılmasıyla uluslararası bir değere ulaşacaktır. Radyoaktif özellikleri ile tanınan Güre kaplıcasının şifalı suyu 64 derece. Antik çağdan beri kullanıldığı anlaşılan ve yöredeki Astyra kentine ait sıcak su kaynağı olan kaplıcada Belçikalı ve Türk uzmanlarca yapılan analiz raporlarına göre potasyum, sodyum, kalsiyum, mağnezyum, demir, alüminyum bulunuyor. 10 günlük kürlere devam edenler kaplıca suyunun bazı kadın hastalıklarına, müzmin romatizmalar, cilt hastalıkları, guatr, kireçlenme, sedef, böbrek taşı, kumları ile karaciğer rahatsızlıklarına iyi geldiğni belirtiyorlar. Kalp krizi vakasına rastlanmayan Güre'nin sağlık ocağında üç doktor ve ambulans bulunuyor.

PINARBAŞI 


Güre çevresinde birçok doğa güzelliği yer alıyor. Geniş vadiler arasında çam, söğüt, anıt çınar, ıhlamur ağaçlarının yoğun bulunduğu bölgelerin başında Orman İşletmesi'nin son yıllarda düzenlediği ''Pınarbaşı piknik alanı'' geliyor.
Güre'ye gelmeden Taş Köprü mevkiinden kıvrılarak ulaşılan mesire yerinde alabalık üretim çiftliğinden alabileceğiniz kar sularında yetiştirilen alabalıklarla yılın her mevsiminde piknik yapılabiliyor

 

 

KÜÇÜKKUYU

Manici Kasrı'nın bulunduğu Yeşilyurt (Büyük Çetmi) Köyü, bir sahil beldesi olan Küçükkuyu’ya bağlıdır. Küçükkuyu köyden sadece 3 km. uzaklıktadır.  

Eski insanlar kıyı şeritlerine değil, dağların arka yamaçlarına ve yükseklere yerleşirlermiş. Bunun iki nedeni varmış: Birincisi denizden gelen korsanlardan saklanmak ve korunmak, ikincisi ise kıyıların tarıma daha elverişli olması. Cumhuriyet dönemi öncesi yerleşim yeri olarak sadece zeytinyağı fabrikaları ve gemicilik acentası varmış. Toprakları çok bereketli olan sahil şeridinde, insanların en önemli geçim kaynağını zeytin ve zetinyağcılık oluşturmaktaymış. Cumhuriyetin ilk yıllarında Karadeniz denizcileri, bu kıyılara gelip balıkçılığa başlamışlar. 1944'teki büyük depremde, çevreden buraya göç baslamış. Bucak seçilen Küçükkuyu'ya Midilli, Limni ve Girit adalarından Türkler gelip, kıyı şeridinde yerleþmişler. Bugün için ise Çanakkale'nin en güzel kumsallarının olduğu, havasındaki oksijen miktarının dünyada eşsiz olduğu Küçükkuyu Beldesi, belediyesi olan şirin bir tatil yöresidir.

 

YEŞİLYURT KÖYÜ

Sadece bu bölgede çıkarılan Nusratlı taşı ile yapılmış taş konak ve evlerin çok ve en güzel örneklerinin mevcut olduğu köylerimizdendir. Köy halkının ortak kararı sonucunda köyde betonarme yapı yapılmamakta , böylece doğal taş doku korunmaktadır. Yeşilyurt köyü de, Adatepe köyü gibi büyük şehirlerden yoğun yerleşim almaya devam etmektedir.Köy, doğal dokusu, dağ ve deniz ahengi sayesinde soft turizm açısından gelecek vaat etmektedir.Taş mimariye, köy kültürüne karşı ilgisi olan ve doğayla iç içe olmaktan hoşlananların mutlaka görmesi gereken bir köydür

                                                ADATEPE

Edremit Körfezi ve Küçükkuyu’ya hakim Adatepe,  Zeus Altarı’nın gölgesinde kurulan,  işgal yıllarında çok sayıda Rum ailenin de  gelip yerleşmesiyle Rum ve Türk kültürünün beraber yaşadığı ve kaynaştığı en eski köyümüzdür. Eski kıyı köylerinin tamamında görülen  deniz kenarına değil de dağlara, daha güvenli sığınaklara yerleşme adeti burada da göze çarpar. Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınan köy Rum ve Türk kültür izlerini taşıması ve orijinal taş yapısıyla yerli ve yabancıların dikkatini çekmektedir. Köyün yerli halkı, büyük yerleşim birimlerine göçerken büyük şehirlerden gelenler de Adatepe’ yi mesken  tutmaktadır.

Taş Mektep : Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan okul binası göç sebebiyle boşalmış, ancak günümüzde Türkiye’nin en önemli aydınlarının gelip dersler verdiği eğitim-kültür yuvası haline gelmiştir. Taş mektep olarak adlandırılan bu eğitim yuvasından yurdun dört bir yanından gelen insanımız, aydınlarımızın anlattıklarıyla ufuklarını geliştirirken, biraz da geçmişin büyülü yıllarına dönüş yapmaktadır.

Hacı Mehmet Ağa Konağı : Yapılışı, cami ile aynı döneme rastlayan, onarımı aslına uygun olarak yapılan eski bir Türk konağıdır. Duvarlarındaki alçı üzerine kök boyalarla yapılan süslemeler görülmeye değerdir.

Zağanos Paşa’nın hanımı tarafından  yaptırıldığı söylenen cami, özellikle Mukarnaslı Rumilerle süslü mihrabı,minberi ve altındaki sarnıcıyla ilginç  özellikleri bünyesinde bulundurmaktadır. Mezarlığındaki Osmanlı tipi mezar taşlarındaki dekorlar taş işçiliğimizin harika örneklerinden

ASSOS

Assos’un şimdiki adı Behramkale. İlk kuruluşu MÖ. VII. yüzyıla kadar uzanıyor. Daha sonra Pers egemenliğine girmiş, 5. yüzyılda Atina Birliği’ne katılmış. Ardından kent “özelleştirilmiş” ve banker Euboulos’un yönetimine girmiş. Kentin sonraki hakimi de bankerin mirasçısı azatlı köle Hermias olmuş. Hermias Filozof Platon’un öğrencisiydi. Aristotalesin de arkadaşıydı. Mantık biliminin babası filozof Aristotales, Hermias’ın konuğu olarak üç yıl Assos’ta kaldı, dersler verdi.

Assos’u anlatmaya buradan başladık. Çünkü her zaman sakin, dingin bir tatil yeri olan Assos’ta bir akşam günbatımında ya da bir sabah çok erken uyanıldığında denize uzanan iskelenin üzerine oturarak düşüncelere dalıp gitmiş bulursanız kendinizi, bilin ki sizin kabahatiniz değildir. Antik çağda burada düşünen felsefe tarihinin en büyük filozoflarının kabahatidir. Sizden ikibin küsur yıl kadar önce burada felsefenin en derin sorunlarını çözmeye çalışmışlardı.

Kentlerin gürültüsünden kaçıp bir kaç gün başını dinlemek isteyenler, yeni bir sevdaya tutulanlar ( veya eski sevdalarını her gün yeniymiş gibi yaşayanlar ) yılın her mevsiminde bu küçük koya gidebilirler. Yaz günlerinin güzelliği ayrıdır ama kışın geçirilecek bir kaç gün de unutulmaz anılar bırakır.

Assos’un tatil merkezi olan iskelesi küçücük bir çanak gibi. Assos mimarisine uygun ve çoğu eski antrepoların restorasyonuyla yapılmış otel, pansiyon ve restoranlar iskele çevresinde sıralanıyor.

BABAKALE

Adını, sahip olduğu kaleden alan Asya'nın ucundaki fener Babakale; her geçen gün artan turist sayısına rağmen, ruha dinginlik veren doğası ve tarihi zenginlikleriyle,turistik bölge olarak lâyık olduğu yeri henüz alamamıştır. Dünya'da yiyebileceğiniz en güzel balığı yer ve içkinizi yudumlarken seyredeceğiniz güneşin batışı ile ortaya çıkan muhteşem manzara, sizi alacak ve hayal gücünüzün genişliği ölçüsünde kim bilir hangi zaman ve diyara götürecektir.
Kale: Kale kitabesinden anlaşıldığına göre; 1725 yılında padişah III. Ahmet döneminde korsanlardan korunmak üzere Vezir Kaptan Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kale önceleri Hırz-ül Bahir (Tılsımlı Kale) olarak anılmış, daha sonraları ise içerisinde bulunan Piri Reis'in tayfalarından Latif Baba'nın Türbesi'ne izafeten "Baba Kale" ismini almıştır. Kale dikdörtgen şeklindedir; üzerinde dört burcu ve her burç üzerinde de on adet top yeri bulunmaktadır.

 

HAVRAN

Havran , Marmara Bölgesi ' nin Güney marmara bölgesi içinde Balıkesir İline bağlı 2000 yılı 26,672 (İlçe merkezi 10162 köyler toplamı 16510)nüuslu ilçe merkezidir.Yüzölçümü 559 km2 olan Havran 'ın 7 mahallesi ve 26 köyü vardır.Büyükdere Beldesi belediyeliktir.

Doğusu İvrindi ilçesi , batısı Edremit ve Buhraniye ilçeleri , kuzeyi Yenice ilçesi ve güneyi Buhraniye ve İvrindi ilçeleri ile çevrelenmiştir.Deniz seviyesinden yüksekliği 33 metredir.

Kasaba kuzeyindeki ormanlarla kaplı büyük Çal Dağı ' nın güneybatı eteklerinde Havran ile Edremit ovasının Kuzeybatı kenarında , havran çayının Kuzey kıyısında yer almaktadır.kasabanın etrafı geniş zeytinliklerle kaplıdır.

Balıkesire 80 km uzaklıkta olan Havran Edremit ' e 7 km Çanakkale ' ye 143 km.İzmire ise 200 km mesafededir. Deniz ve hava ulaşımını Edremit üzerinden sağlayan Havran' a en yakın demir yolu istasyonu Balıkesir ' dedir.

 

BURHANİYE-ÖREN

Çanakkale-İzmir karayolu üzerindeki Burhaniye Çanakkale’ye 151, Balıkesir’e 103 km. uzaklıktadır. İstanbul-İzmir otobüslerinin bu hat üzerinden gidenleri ile de ulaşım sağlanmaktadır. Burhaniye’nin ilk kuruluşu MÖ. 584 yılına tarihleniyor. 1323 yılında Osmanlı topraklarına katıldı.

Burhaniye’nin tatil yöresi 4 km. uzaklıktaki Ören’dir. Şirin bir tatil kasabası özelliğini koruyan Ören ince kumlu plajları ve sığ denizi yanında bir çok yazar, sanatçının yazlık yerleşimi olarak da tanınmaktadır.

Edremit Körfezi’nin kıyısında sürekli esintisi ile yazın en sıcak günlerinde bile bunaltıcı sıcaklardan korunaklı bir tatil yöresi olarak tercih edilmektedir. Ağustos ayında kültür ağırlıklı Zeytin ve Turizm Festivali düzenlenen Ören nitelikli otel ve tatil köylerine de sahiptir.

Burhaniye’nin çevresinde çeşitli hastalıklara iyi gelen kaplıcalar da bulunmaktadır. İlçenin 12 km doğusundaki Dutluca köyünde bulunan "Ekşisu İçmesi" sindirim ve idrar bozukluklarına; 12 km güneybatıdaki Karaağaç Köyü yakınındaki kaplıca cilt hastalıklarına; 7 km güneybatıdaki Pelitköy’de bulunan Zeytin Pınarı Kaplıcası da karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına iyi gelmektedir.

İlçeye 3 km uzaklıktaki Seklik Çamlığı ve Ayaklı Mevkii de yazın sıcak günlerinde çam ormanının serinliğinde gezinti ve piknik yapmak için ideal yerler arasındadır. İskele mahallesine 1.5 km uzaklıktaki Taylıeli ise körfeze hakim bir tepededir ve manzarası etkileyicidir.

AYVALIK

Ayvalık’ta tatil denizin kıyısında başlayıp biten bir zaman olmamalı. Sokaklar bir güzel gezilmeli. Evlerin kapılarına, kapıların tokmaklarına kadar ayrıntılara bir bir bakılmalı.Tatile keyifli bir boyut kazandırmalı, deriz.

Yolunuz buralardan geçiyorsa da ( Çanakkale - İzmir yolu ilçenin içine girmeden kıyısından geçip gidiyor. ) ilçenin içine girip bir mola vererek dolaşın deriz. Ülkemizde, hele sahil şeritlerimizde az sayıda kalan "geçmişi yansıtan" yerleşimlerden birisidir Ayvalık. İzmir’e kadar bir de Eski Foça’da görebileceksiniz böylesi bir yerleşim dokusunu.

Ayvalık’ın kıyısından geçip gitmek ya da Ayvalık’da denizle otel arasına sıkışıp kalan bir tatil geçirmek bu şirin ilçeye haksızlık olur. Ama asıl böyle bir güzelliği tanımamış olmakla kendinize haksızlık edersiniz. Eh ikisinden birini kabul ediyorsanız buyurun Ayvalık’ı gezmeye:

Mevsim bahara dönüyorsa, zeytinler toplanıyorsa yağ fabrikalarının kokusu çarpar burnunuza öncelikle. İlk anda bu kokuyu yadırgayabilirsiniz ama alışırsınız ve rahatsız olmazsınız sonra. Yaz sıcağının ortalığı kavurduğu günlerdeysek ve vakit öğlenden ikindiye dönüyorsa "imbat"ın denizle güzelleşmiş kokusu Ayvalık’ın asıl kokusudur. İmbat İzmir’in ünlü rüzgârıdır, diye bilenlere Ayvalıklılar itiraz ederler hemen, "Siz Ayvalık’ın imbatını solumamışsınız", diye. Kimin haklı olduğuna biz karar veremedik, iyisi mi siz gidip ikisini de tanıyıp kararınızı verin.

 
  Avcılar Köyü Æ

 
 
 

DUYURU PANOMUZ

☺☺☺☺☺☺☺

Hoş geldiniz...


----------

* Bilgi&İşlem Bürosu *





Bizde Facebook tayız!



Sitemizde Güncelleme yapılarak SAGLIK sayfası eklenmiştir
----------




______




----------

Güncel Haberler

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol