Bölge kültür zenginliği ile öne çıkmakta köy ve köy çevresi de bu bölgeye değer katmaktadır.
Sınırını oluşturan yerde kazı alanı mevcuttur. Altınoluk ve Avcılar Köyü’nün camisinin duvarlarında (Eski Camisinde ) devşirme olarak kullanılmış bazı kitabelere rastlanmıştır.
Bunlardan Roma dönemine ait bir yazıt üzerinde Antandros ismini gören H.Kiepert yörede araştırma yaparak kentin yerini saptamıştır.
Fabricius isimli araştırmacı da aynı yerde Antandros yazılı ikinci bir yazıtla karşılaşmıştır. W.Leaf 1911 de Karataş tepesinin batı yamaçlarında önceden açılmış mezarları görerek nekropol alanının yerini saptamıştır.
B.F.Cook, bu ön araştırmaların ışığı altında 1959 ve 1968 de iki kez buraya gelmiş ve asıl yerleşimin tepenin batı yamaçlarında olduğunu kesinleştirmiştir.
Antandros’un bilimsel kazılarına Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümün Temmuz 2001’de başlamış, çalışmalar belirli aralıklarla sürmektedir.
Kazdağı eteklerinde, tarih boyunca pek çok yerleşimlerin kurulduğu, antik kaynaklardan ve günümüze kadar gelen tarihi kalıntılardan anlaşılmaktadır.
Kazdağları eteklerinde bulunan Antandros sakinleri, bulundukları şehri terk ederek Şahindere Kanyonun da bulunan Şahin Kaleye taşınırlar. Bu gün tepenin eteğinde ve üzerinde kale kalıntıları, yerleşim yerlerinin temelleri görülmektedir.
Tarih boyunca göç almış, almaya da devam etmektedir. Bu hareketlilik nedeniyle, bölgede kültürel, ekonomik ve sosyal canlılık sürekli var olmuştur.
Kızılçukur Mevkisinde yaşayan Alevi yurttaşlar ile Yörük ve muhacirler iç içe yaşadığı bir yerdir.
Her yıl Ağustos ve Eylül aylarında Asker mezarı olan Dede pınarı mevkiinde Köylü hayır düzenleyerek etkinlik yapmaktadır.
Yöresel yemekler içerisinde;
Kıstırma ( imambayıldı )
Üç kardeş ( Keşkek , Nohut, Pilav )
Fırında Etli patates ve gözleme öne çıkmaktadır.
İçecekler içinde yaz aylarında Olgunlaşmamış Üzümden yapılan Koruk suyu ilgi görür.